Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Sislerin ardında güneş. Biraz ileride büyükçe bir alan. Uzaklardan bir köprü görünüyor. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. . Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Her şey tablo gibi. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. . O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. . Orada bir heykel. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Tepede bir tapınak. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Hepsi de küçük ve sevimli. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Sağ, sol eski yapı. 18. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Regensburg’da. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Büyük bir Yunan tapınağı. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Yamaçlarda üzüm bağları. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Heybetli ve gururlu duruyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. ",. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. . Ludwig’in kalıtı. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Kendine vadiler açıyor. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı.

Tuna kıyısında bir gün...

Ludwig’in kalıtı. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Biraz ileride büyükçe bir alan. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Orada bir heykel. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. ",. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. . Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. . . MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. . Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. 18. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Kendine vadiler açıyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Sağ, sol eski yapı. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Büyük bir Yunan tapınağı. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Heybetli ve gururlu duruyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Regensburg’da. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Tepede bir tapınak. Sislerin ardında güneş. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Yamaçlarda üzüm bağları. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Her şey tablo gibi. Hepsi de küçük ve sevimli. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları.